26 Eylül 2025 Cuma

Türk Dünyasının Vatan Onur Nişanı--Yılmaz Parlar





 

Vatan İftiharı Madalyonu ile Onurlandırıldım

Bu satırları yazarken kalbim gururla çarpıyor. Çünkü yalnızca bir ödül değil, Türk dünyasının en yüksek nişanı olan “Vatan İftiharı Madalyonu” bana layık görüldü.

Bu şeref; emeğin, inancın ve tarafsız gazeteciliğin taçlanmış hâlidir. Böyle bir onura, Özbek Kadın Hakları Derneği’nin ve Türk dünyasının kalbinde ulaşmak hayatımın en kıymetli anıdır.

Başkanlığını, 2025 yılı Altın İnsan Ödüllü, Türk dünyasının Tomris Hatun’u olarak bilinen Azade (Ozoda) İslamova’nın yaptığı Özbek Kadın Hakları Derneği (ÖKHD), 4. yılını İstanbul’un göz kamaştırıcı mekânı Beylerbeyi Uçar Garden Bosphorus’ta kutladı.

Bu unutulmaz gecede, derneğe ve topluma üstün katkılar sunan seçkin isimlere, Türk dünyasının en yüce payesi olan “Vatan İftiharı (Vatan Onuru) Madalyonu” takdim edildi. İşte o gecede, bu onurla sahneye davet edilenlerden biri de bendim.

“Seçkin Gazeteci” Anonsuyla Sahneye Davet

Törenin en unutulmaz anlarından birinde ismim şu sözlerle anons edildi:

“Toplumun faaliyetlerini profesyonel bir biçimde aktaran, yüksek düzeyde gazetecilik yetkinliği, uzun yıllara dayanan tecrübesi ve fedakâr çalışmalarıyla halkın güvenini kazanmış seçkin gazetecilerden biridir.

Kitle iletişim alanında yürüttüğü etkin çalışmalarıyla, toplum hayatındaki önemli süreçlerin aktarılmasında kayda değer katkılar sunmakta; toplumsal gelişimlerin kamuoyuna tarafsız bir şekilde ulaştırılmasında mühim rol oynamaktadır.
Kendisi, toplumumuzun aktif bir üyesi olarak bu yüksek hizmetleri nedeniyle Türk dünyasının ve toplumumuzun en yüksek nişanı olan “Vatan İftiharı” unvanıyla ödüllendirilmiştir.”

Bu sözler, yalnızca bir takdim değil, mesleğimin en onurlu anıdır.

Özbek Kadın Hakları Derneği Gönüllerin Umut Kalesi

Özbek Kadın Hakları Derneği, Azade (Ozoda) İslamova’nın kararlı liderliğiyle yalnızca bir dernek değil, bir umut hareketidir.

Binlerce kadının hayatına dokunan, onları yeniden ayağa kaldıran bu dernek; Türk dünyasında kadının sesini en gür şekilde duyurmayı başarmıştır.

İslamova’nın vizyonu, sadece kadınlara destek vermek değil, aynı zamanda Türk milletinin birlik ve kardeşlik ruhunu güçlendirmektir.

Onun ilham verici sözleri ve yorulmaz mücadelesi sayesinde, bu dernek bir medeniyet köprüsüne dönüşmüştür.

Vatan İftiharı Madalyonu, Bir Şeref Tacı

Türk dünyasının gözbebeği olan bu madalyon;

Altının ışığıyla göz alan, Motiflerinde Türk’ün kadim ruhunu taşıyan, Özbek ustalarının emeğiyle sanat eserine dönüşen, bir gurur abidesidir.

Bu madalyon yalnızca bir ödül değil, Türk milletine sadakatin, halka adanmış emeğin ve gönül birliğinin sembolüdür.

Onu taşımak, yalnızca benim için değil, mesleğim adına da bir ömürlük şereftir.

Türk Dünyasının Kalbi Özbekistan

Özbekistan’ın yüzyıllara dayanan sanat birikimi ve ince zevki, bu madalyonda hayat bulmuştur. Bu eser, yalnızca bir madalyon değil; Türk’ün gücünün, estetiğinin ve birliğinin simgesidir.

Azade İslamova’nın vizyonuyla Türk dünyasının ortak mirası olarak takdim edilen bu nişan, kuşaktan kuşağa taşınacak bir şeref mirasıdır.

Bu madalyon benim yakamda bir süs değil, Türk milletinin onurudur. Özbek Kadın Hakları Derneği ve onun ilham verici başkanı Azade İslamova’ya bu şerefi bana layık gördükleri için sonsuz teşekkür ediyorum.

Bu ödül, yalnızca bir gazetecinin başarısı değil; Türk dünyasının kardeşliğinin, birliğinin ve umudunun parıldayan bir tacıdır.

yilmazparlar@yahoo.com

20 Eylül 2025 Cumartesi

Göze Çarpan Standlar Interfresh Eurasia-Yılmaz Parlar





  

Interfresh Eurasia 2025 İzmir’de Rekorlarla Açıldı

Rakamlarla Interfresh Eurasia

Katılım: 70’in üzerinde ülkeden 1050 kişilik alım heyeti

Ticaret Hacmi: İlk yıllarda 1–2 milyon dolar iken, bugün 200 milyon dolara ulaştı

2025 Hedefi: Alım heyetlerinde %100 artış

Kadın Kooperatifleri: 53 kooperatif, 600 kadın üretici, 105 bin ürün

Bay Fuar Murat Özer’den Dev Organizasyon

Genel müdürlüğünü başarılı yönetici, sektör çevrelerinde “Bay Fuar” olarak bilinen Murat Özer’in yaptığı Antexpo A.Ş., 18–20 Eylül 2025 tarihleri arasında İzmir Fuar Merkezi’nde gerçekleştirdiği Interfresh Eurasia 2025 ile tarım ve gıda sektörüne adeta damgasını vurdu.

Daha kapıdan girer girmez farklı ülkelerden gelen profesyonel katılımcıların, uluslararası zincir marketlerin ve alım heyetlerinin yoğunluğu dikkat çekti. Fuar yalnızca bir ticaret platformu değil, aynı zamanda tarımsal üretimden lojistiğe, kadın kooperatiflerinden teknolojiye kadar geniş bir vizyonun sergilendiği küresel bir buluşma noktası oldu.

Benim de ziyaret ettiğim standlarda özellikle kadın kooperatiflerinin sunduğu yöresel ürünlerİstanbul Fresh’in kalite odaklı sarımsak üretimiKFA Fuarcılık’ın yaklaşan fuarlarına dair tanıtımları ve Foça Açık Cezaevi’nin sosyal sorumluluk boyutuyla hazırladığı tarımsal üretim modelleri fuarın sadece ticari değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir değer taşıdığını gösterdi.

Gözlemlerime göre; her stand kendi vizyonunu profesyonelce ortaya koyarken, aynı zamanda Türkiye’nin tarımsal üretim gücünü ve ihracat potansiyelini bütünsel bir bakışla dünyaya tanıtmayı başardı.

Standlardan Notlar ve Gözlem

Kadın Kooperatifleri, Hatay’ın Dünya’ya Açılan Kapısı

Hataylı kadın üreticilerin oluşturduğu 53 kooperatif, 600 kadın üretici ve 105 bini aşkın ürünle fuarda sergiledikleri çeşitlilik, fuarın sosyal yönünü en güçlü şekilde hissettirdi. Standlarda yöresel tatların yanı sıra ambalajlama ve markalaşma konusunda gösterilen özen, yerel üretimin artık dünya pazarında iddialı bir aktör olabileceğini ortaya koydu.
Kadın emeğinin bu kadar profesyonelce uluslararası sahneye taşınması gerçekten gurur vericiydi.

İstanbul Fresh, Sarımsağın Küresel Yolculuğu

Türkiye’nin en önemli tarım ürünlerinden biri olan sarımsağı kalite, hijyen ve sürdürülebilirlik vizyonuyla dünya pazarına taşıyan İstanbul Fresh, Kastamonu sarımsağını öne çıkaran tanıtımıyla ziyaretçilerin ilgisini çekti. İçeriğindeki selenyum sayesinde sağlık üzerindeki olumlu etkilerine vurgu yapılması dikkat çekiciydi.
Hem modern üretim tekniklerini hem de geleneksel lezzeti koruyarak sarımsağı adeta “altın değerinde” bir ürün haline getirmişler.

KFA Fuarcılık,

İzmir’den Bursa’ya Uzanan Köprü

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası iştiraki KFA Fuarcılık, İzmirFresh katılımıyla hem sektörle yakın temas kurdu hem de Ekim ayında Bursa’da gerçekleşecek Food Point ve Turfood Horeca fuarlarının tanıtımını yaptı. Profesyonel sunumları, Bursa’nın fuarcılık alanındaki iddiasını bir kez daha gösterdi.

KFA’nın standı, İzmir ile Bursa arasında tarımsal fuarcılıkta güçlü bir köprü kurduğunu hissettirdi.

Foça Açık Cezaevi, Tarımda Sosyal Sorumluluk

1963’ten bu yana tarımı hükümlülere öğreterek topluma kazandırmayı hedefleyen Foça Açık Cezaevi, zeytin ve zeytinyağı üretiminden seralara, hayvancılıktan biyogaz tesisine kadar çok yönlü bir tarımsal modeli ziraat müdürlerinden dinledim.

Özellikle sürdürülebilirlik ve sosyal dönüşüm boyutunu çok beğendim.

 
Cezaevi üretim modelini bu kadar profesyonel ve çağdaş yöntemlerle görmek beni çok etkiledi. “Topluma kazandırma” vizyonu en anlamlı bulduklarımdan biriydi.

ALKUB,

Alanya Keçiboynuzu Üreticileri Birliği

ALKUB, Antalya ve çevresinde önemli bir geçim kaynağı olan keçiboynuzunu işleyerek hem iç piyasaya hem de ihracata yönelik projeler geliştirmekte. Doğal şeker ve sağlıklı beslenme trendiyle birlikte keçiboynuzu, küresel pazarda değerli bir ürün haline geliyor.

Doğal enerji kaynağı keçiboynuzunun, bu kadar modern tanıtımla küresel vitrine taşınması beni heyecanlandırdı.

GEOID – MSC Jeoloji Agraması

Doğal kaynakların, tarımsal üretimdeki önemini vurgulayan GEOID, jeolojik analizlerle üretimde verimliliği artırmaya yönelik projelerini sergiledi. Ziraatla jeolojinin birlikteliği, tarımın geleceği için stratejik bir alan oluşturuyor.
Toprakla bilimin birleştiği noktayı görmek, tarımın geleceği adına umut verici.

NB Tarım, Bilimsel Tarımın İzmir’den Dünyaya Yolculuğu

1990’dan bu yana İzmir’de faaliyet gösteren NB Tarım, fide seracılığı, konvansiyonel tarım ve hidroponik (topraksız) üretim alanlarında geliştirdiği projelerle dikkat çekti. Anahtar teslim projeleriyle hem Türkiye’de hem de yurt dışında aktif çalışmalar yürütüyor.
NB Tarım’ın standında teknolojiyle doğanın nasıl uyumlu hale getirilebileceğini çok net gördüm.

Veltia Analiz,

 Bilimle Güvencelenen Üretim

Veltia, meyve ve sebzelerin topraktan geçen zararlara karşı analizlerini sunarak, üretimde gıda güvenliğini merkeze aldı. Uluslararası laboratuvar performans testleriyle desteklenen çalışmalar, ihracatta kalite güvencesi açısından büyük önem taşıyor.
Veltia’nın sunduğu analizler, tarımın geleceğinde bilimin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Interfresh Eurasia 2025 İzmir’de Bir Tarım Şöleni

Bu yılki fuar, sadece ihracat rakamlarıyla değil; kadın kooperatiflerinden bilimsel analizlere, sosyal sorumluluk projelerinden modern tarım uygulamalarına kadar çok geniş bir vizyon sundu. “Bay Fuar” Murat Özer’in önderliğinde Antexpo A.Ş., Interfresh Eurasia 2025’i hem ticari hem de toplumsal boyutlarıyla unutulmaz bir buluşmaya dönüştürdü.

yilmazparlar@yahoo.com

16 Eylül 2025 Salı

Feed the Future Ödülleri Jüri Toplantısı Gerçekleşti-Yılmaz Parlar





 Gıda, Tarım ve Gastronomide Geleceğe Güvenle


Türkiye’nin gıda ve tarım sektöründe güvenilirliğin, inovasyonun ve sürdürülebilirliğin desteklendiği bir organizasyona tanıklık etmek hem umut verici hem de gurur verici.

Feed the Future Ödülleri, sadece bir yarışma değil; gelecek nesillere bırakacağımız mirasın en somut adımlarından biridir.

Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Güvenilir Ürün Platformu tarafından düzenlenen Feed the Future Ödülleri Jüri Bilgilendirme Toplantısı, 15 Eylül 2025 Pazartesi günü Danışma Kurulu Başkanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı’nın sahibi olduğu SBS Bilimsel-BEE’O Propolis Fabrikası’nda gerçekleştirildi.

Toplantının moderatörlüğünü Güvenilir Ürün Platformu Başkan Yardımcısı ve Koordinatörü Elif Attepe üstlendi. Hibrit olarak düzenlenen buluşmaya Platform Başkanı Celal Toprak çevrimiçi bağlanarak sürece dair değerlendirmelerde bulundu.

Feed the Future Ödülleri Neden Önemli?

Gıda, tarım ve gastronomi sektörlerinde start-up’ları, inovasyonu ve sürdürülebilirliği desteklemeyi amaçlayan Feed the Future Yarışması, bu yıl 4. kez düzenleniyor.

Bu ödüller, ürün güvenliği konusunda başarılı çalışmalarıyla tüketici sağlığına katkı sağlayan, sürdürülebilir üretim yapan, inovatif fikirleri hayata geçiren kişi, firma ve kuruluşlara veriliyor. Toplam 34 farklı kategoride başvuru kabul ediliyor ve değerlendirme süreci alanında uzman 120 jüri üyesi tarafından yürütülüyor.

Jüri Toplantısında Öne Çıkan Mesajlar

Toplantıda, yarışmaya yapılan başvuruların önemine değinilerek jüri üyelerine büyük bir sorumluluk düştüğü vurgulandı.

Platform Başkanı Celal Toprak, jüri üyelerine seslenerek:

“Sizlerin değerlendirmeleri ile seçilecek bu isimler, kendilerini, ürünlerini ve çalışmalarını tanıtma fırsatı bulacaklar. Üreticilerimize verdiğiniz destek için teşekkür ediyor ve her biriniz adına Balıkesir’de diktiğimiz fidanların sertifikalarını paylaşıyoruz. Güzel bir etkinliğe birlikte imza atacağımız için mutlu ve gururluyuz.” dedi.

Katılım Ücretsiz, Kapılar Herkese Açık

Feed the Future Ödülleri’ne yurtiçindeki gıda ve tarım üreticileri, tedarikçileri, hizmet sağlayıcıları ile tüketiciler bile ürün önerisiyle başvurabiliyor.
Üstelik başvuru için herhangi bir ücret talep edilmiyor.

Kazananlar, Feed the Future logosunu bir yıl boyunca ambalaj ve tanıtımlarında kullanma hakkına sahip olacak. Ayrıca ürün ve projeleri Feed the Future Kitapçığıguvenilirurunplatformu.com.tr ve feedfuture.com.tr üzerinden duyurularak yurt içi ve yurt dışındaki fuarlarda tanıtılacak.

120 Uzmandan Oluşan Dev Jüri

Değerlendirmeler; akademisyenler, STK temsilcileri, basın mensupları, sektör profesyonelleri ve tüketici bakış açısıyla yapılacak.
Jüri üyeleri, sürdürülebilirlik, inovasyon, atık yönetimi ve ürünün üstün özellikleri gibi kriterleri dikkate alarak 0-5 puanlama sistemi üzerinden değerlendirme yapacak.

Takvim İşliyor

Başvuruların jüriye gönderimi sonrası, değerlendirilmiş formların 19 Eylül 2025 tarihine kadar yarışma sekreteryasına teslim edilmesi gerekiyor.

Feed the Future Ödülleri, sadece gıda ve tarımda başarıyı değil; tüketici güvenini, çevresel duyarlılığı ve yenilikçi bakış açısını ödüllendiren bir organizasyon. Bu anlamda, hem üreticiye hem tüketiciye büyük fayda sağlayan, ülkemizin gıda güvenliği yolculuğuna değer katan eşsiz bir platform olmayı sürdürüyor.

Bugün burada gördüğümüz şey aslında bir yarışmadan çok daha fazlası. Bu ödüller, geleceğe atılan güçlü bir imza. Gıda ve tarımın güvenilirliğe dayalı sürdürülebilirliği için, her bir üreticinin katkısının ödüllendirilmesi çok kıymetli. Benim için Feed the Future, sadece ödül değil; güvenilir yarınların sembolüdür.

yilmazparlar@yahoo.com

10 Eylül 2025 Çarşamba

Ümit Özdağ, Hakaret Davasında Net Mesajlar-Yılmaz Parlar





  

Zafer Partisi Lideri Özdağ, Hakaret Davasında Sakin ve Net Mesajlar Verdi

Bilim İnsanı Tavrı, Özdağ’ın Sükûneti Mahkemeye Damga Vurdu

Ümit Özdağ’dan Nezaket ve Kararlılık Mesajı

Bir bilim insanının vakarını, bir liderin sorumluluğunu ve bir dava adamının sabrını aynı anda gözlemledim. Bu, sadece bir mahkeme günü değil; Türk demokrasisinin vicdanına düşen sarsıcı bir kayıttı.

Demokraside Eleştiri Yasak Olamaz

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ hakkında, “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması 10 Eylül 2025 Salı günü Çağlayan Adliyesi 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Küçük salonda avukatların yanı sıra basın mensubu olarak tek başına izleyen bir gazeteci olarak şunu söylemeliyim; Özdağ’ın sakin, güven veren ve berrak konuşması, suçlamaların gerçeklikle bağdaşmadığını gözler önüne serdi.

Zafer Partisi Lideri Özdağ, Hakaret Davasında Huzurlu ve Kararlıydı

Bir profesörün hakaret etmesi düşünülemez. Özdağ’ın açıklamaları, aslında sadece Cumhurbaşkanına değil, herhangi bir siyasetçiye yönelik eleştirinin bile siyasetin doğal parçası olması gerektiğini ortaya koyuyordu.

Mahkeme Sonunda Nezaket Dersi

Duruşma bitiminde Özdağ’ın karşı tarafın avukatıyla tokalaşması, salona damga vurdu. Bu davranış, hukukun gerilimli atmosferinde bir bilim insanının nezaketini ve bir siyasetçinin hoşgörüsünü simgeledi.

Eleştirinin sertliğine rağmen insani değerlerin ayakta kalabileceğini göstermesi bakımından unutulmaz bir an oldu.

“Hukuk Sistemi Ağır Baskı Altında”

Duruşma sonrası yaptığı açıklamada Özdağ, süreci “düşman ceza hukuku” uygulaması olarak değerlendirdi:

“Bu bir hukuk süreci değil; siyasetin baskı altına alındığı bir süreçtir. Türkiye’de hukuk sistemi ağır baskı altındadır. Biz muhalefete mensup insanlar, bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşları değiliz. Adaletin olmadığı devlet, devlet değildir.”

Özdağ’ın sözleri, yalnızca bir savunma değil; demokrasi ve adalet mücadelesinin pusulası gibiydi.

Adliye Çıkışında Güçlü Dayanışma

Çağlayan’daki Adliye Sarayına Anadolu’dan gelen İl Başkanları, İstanbul İl ve tüm İlçe Başkanları da katılım sağladılar.

Liderlerini yalnız bırakmayan bu topluluk, siyasetin sadece hukuk mücadelesiyle değil, teşkilat dayanışmasıyla da güçlendiğini gösterdi.

Zafer Partisi’nden Birlik Tablosu

Adliye sonrasında İstanbul İl Başkanı Hakan Akşit ve Başkan Yardımcısı Namık Öztürk ev sahipliğinde İstanbul İl Başkanlığı merkez Binadaki yapılan kısa toplantıda ilçe başkanları çalışmalarını birbirleriyle paylaştı. Bu tablo, Zafer Partisi’nin örgütsel dinamizmini ve sahadaki kararlılığını yansıttı.

Ümit Özdağ’ın mahkemedeki hali, bir siyasetçiden çok bir bilim insanının vakarını yansıtıyordu. Siyasi nezaket, hoşgörü ve hukuk mücadelesi aynı çerçevede birleşti. Bu dava, tarihe yalnızca bir suç isnadı olarak değil; adalet arayışının sembolü olarak geçecektir.

Davanın üçüncü duruşması ise 24 Aralık 2025 tarihine ertelendi.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Eylül 2025 Salı

I. Uluslararası Gayrimenkul Kongresi-Yılmaz Parlar





 

I. Uluslararası Gayrimenkul Kongresi Gerçekleşti

 İstanbul’da Gayrimenkulün Kalbi Attı

İTO ve TÜGEM iş birliğiyle düzenlenen kongre, sektörün geleceğine ışık tuttu

Kongre, gayrimenkul sektörünün Türkiye ve küresel ekonomi için stratejik önemini vurgulayarak başladı. İstanbul'un merkezi rolü, kentsel dönüşüm projeleri ve sektörün modernizasyonu ana gündem maddeleriydi. Uluslararası iş birliklerinin ve yabancı yatırımın artırılması konusunda ortak bir vizyon paylaşıldı.

Gayrimenkul sektörünün ekonominin lokomotifi olduğunun altı çizildi. Sektörün 150 yıla yakın tarihi bir geçmişi olduğu hatırlatıldı.

Kentsel Dönüşümün Önemi,

Özellikle İstanbul'da 2025 yılı planlamalarının büyük bir kısmının kentsel dönüşüm ve yeni yapılanma üzerine olduğu, önemli lojistik alanların ortaya çıktığı vurgulandı.

Sektörün geleneksel yapıdan modern bir yapıya dönüşmesi gerektiği ifade edildi.

Yurt Dışı Yatırım Çağrısı,

 Türk vatandaşlarının yurt dışında gayrimenkul almak yerine, bu kaynağı Türkiye'de fabrika vb. üretken yatırımlara yönlendirmesinin önemi sorgulandı.

8 Eylül 2025’te İstanbul Ticaret Odası Genel Merkez Meclis Salonu’nda gerçekleşen I. Uluslararası Gayrimenkul Kongresi, Türkiye ve dünyadan sektör temsilcilerini buluşturdu.

Açılış konuşmalarında sektörün stratejik önemi, uluslararası iş birlikleri ve geleceğe dönük vizyonlar öne çıktı.

“Gayrimenkul, Ekonominin Temel Taşıdır”

İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, konuşmasında gayrimenkul sektörünün yalnızca ekonomik değil, toplumsal bir güç olduğunun altını çizdi:

“Değişim rüzgârlarının altında kalamayız, sektörümüz modern ve sürdürülebilir yapıya evrilmek zorunda. 150 yılı aşkın geçmişiyle İTO, bu dönüşümün öncüsü olmaya devam edecektir.”

Avdagiç, özellikle kentsel dönüşüm ve lojistik alanlarında İstanbul’un önümüzdeki dönemde büyük potansiyel taşıdığını belirtti.

 “Bugün Sektör İçin Tarihi Bir İmza Atıyoruz”

TÜGEM Başkanı Hakan Akdoğan, kongrenin yalnızca ulusal değil, uluslararası iş birliklerine kapı araladığını vurguladı:

“Gayrimenkul sektörü, ekonominin stratejik damarlarından biridir. Bu kongre, sektöre vizyon, ülkemize ise küresel ölçekte iş birliği fırsatları sunacaktır.”

 “Emlakçılar Hayatları Dönüştürür”

NAR Küresel Başkanı Daniel Guerra, Türkiye’nin uluslararası gayrimenkul piyasasında büyüyen rolüne dikkat çekti:

“Ev sahibi olmak, ailelerde istikrarın kapısını aralar. Türk yatırımcıların ABD’de 2023’te 4 milyar dolarlık alım yapması bunun göstergesidir. Biz emlakçılar, sadece mülk satmıyoruz; hayatları dönüştürüyoruz.”

“Türkiye Dünyanın En Çok Ziyaret Edilen 5. Ülkesi”

 TUGEV Genel Müdürü Dr. Cemil Hakan Kılıç, konuşmasında yabancı yatırımcıların Türkiye’ye artan ilgisini rakamlarla ortaya koydu:

Türkiye'nin turizm ve yatırım potansiyeline dikkat çekti. Türkiye'nin dünyanın en çok ziyaret edilen 4. veya 5. ülkesi olduğunu vurguladı.

Yabancı yatırımcıların Türkiye'yi yüksek büyüme potansiyeli, ekonomik ve sosyal faaliyetler nedeniyle tercih ettiğini anlattı.

Türkiye turizmde dünyanın en çok ziyaret edilen ülkeleri arasında 5. sırada. Bu, gayrimenkul yatırımcılarının gözünde ülkemizin güvenilir ve cazip olduğunun kanıtıdır.”

Panel, Türkiye Gayrimenkul Piyasasında Regülasyon

TÜGEM Başkanı Hakan Akdoğan moderatörlüğünde, Panelistler TÜGEM Başkan Yardımcısı Mustafa Hakan Özelmacıklı,  Sektörel Ticaret ve Taşınır Rehni Şubesi Daire Başkanı Erdem Karaman,  İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Emlak Yönetimi Bölüm Başkan Doç. Dr. Cansu Şakraya İçellioğlu ile gerçekleşen panelde hukuki altyapı, değerleme standartları ve regülasyonların sektörde güveni artıracağı vurgulandı.

Gayrımenkul Girişimci İş Kadınlarımızla Kısa Söyleşide

Girişimci Kadınlardan İlham Veren Hikâyeler;

Semin Ayral, Yeşil Dönüşümün Öncüsü

İTÜ mezunu mimar Semin Ayral, sürdürülebilirlik vizyonu ve “Yeşil Bina” danışmanlığı ile sektörde fark yaratıyor. Çevre dostu projelerle iş dünyasına yeni bir soluk kazandıran Ayral, aynı zamanda sektörde genç profesyonellere mentorluk yapmaya hazırlanıyor.

Ceren Ergin, Ticari Gayrimenkulün Markalaşmış Kadın Girişimcisi

Koç Holding ve Oyak Grubu’ndaki 20 yıllık kariyerinin ardından Ataşehir’de ticari gayrimenkul uzmanlığına adım atan Ceren Ergin, Türkiye’de ticari gayrimenkulde markalaşan ilk kadın girişimci olma başarısını taşıyor. TÜGEM Ticaret Network yönetiminde de aktif görev alıyor.

Serap Dayı, Lüks Konutun Güvenilir İsmi

İstanbul Üniversitesi İktisat mezunu Serap Dayı, Remax bünyesindeki başarılarıyla dikkat çekiyor. Müşteri güvenini ve bilgiye dayalı çalışmayı merkeze alan yaklaşımıyla, her işlemde tüm tarafların faydasını gözeterek sektörde güven inşa ediyor.

Bu kongrede bir kez daha gördüm ki; gayrimenkul yalnızca binalardan ibaret değil, toplumların geleceğini şekillendiren bir güç. Ancak beni en çok etkileyen, sahnede parlayan kadın girişimcilerimiz oldu.

Semin Ayral’ın vizyoner sürdürülebilirlik adımları, Ceren Ergin’in kurumsal gücü sahaya taşıması ve Serap Dayı’nın güven odaklı müşteri yaklaşımı, sektörün geleceğinin kadınların ellerinde daha da güçlü bir şekilde yükseleceğinin kanıtıydı.

yilmazparlar@yahoo.com

Türk Dünyasının Vatan Onur Nişanı--Yılmaz Parlar

  ANA SAYFA SİYASET EKONOMİ SEKTÖRLER SAĞLIK BİLİŞİM GÜNCEL TURİZM GASTRONOMİ SANAT M...